30 Ağustos 2015 Pazar

arı kovanı ile sosyoloji bilgisi

arı kovanı ile sosyoloji bilgisi

 Mehmet Nurettin Şazi Kösemihal, 5 Mayıs 1909 tarihinde İstanbul’ da doğmuştur. Babası Prof. Dr Mehmet Halil Şazi Kösemihal; annesi ise Ayşe Vecüıe Hammdır. Nurettin Şazi Kösemihal’in nüfus kaydındaki bilgilerinde İstanbul vilayeti, Eminönü kazası, Beyazıt nahiyesi, Ka-lenderhane mahallesi, Koğacılar sokak 19 numara adresine rastlanmaktadır. Söz konusu nüfus kâğıdında Nurettin Şazi Bey' in soyadı, Kösemihal olarak değil de Köse-mihaloğlu’dur. Bazı kaynaklar bu ailenin Osmanlı devletinin kuruluşunda katkıda bulunan Mihaloğulları ailesinden olduğunu belirtmektedir.^ Halil Şazi Kösemihal, Bulgaristan’ın Samakov kasabasından İstanbul’a göç eden Mabeyin kâtiplerinden Şazi Bey’in oğludur. Halit Şazi Bey, 1869’da İstanbul'da doğmuştur. İlk tahsilini kışları, Beyazıt’ daki Simkeşhane Mektebinde ve yazlan, Beylerbeyi’nde-ki konaklannda özel hocalardan almıştır. On yaşında Galatasaray’ a ve on dokuz yaşm-da da Askerî Tıbbiyeye başlamış, 1894 yılında pekiyi derece ile doktor yüzbaşı diplomasını almıştır. 1896’da Cemil Paşa’nın «Ameliyatı Cerrahiye" kürsüsüne muallim muavini olan Dr. Halit Şazi Kösemihal, 1898 de Kolağası rütbesi ile Beşinci Daire Sılıhat Müfettişliğine tayin olmuştur. 1907de binbaşı olan Halit Bey, 1908’de isteği üzerine emekliye
a)Tilmışiır. 1901’den itibaren Paris ve Viyana’da dişçilik üzerinde ihtisas yapan Dr. Operatör Halit Şazi Bey, 1908’de “Darülfünunu OsmanîTıp Fakültesi Eczacı ve Dişçi ve Kabile Hastabakıcı Mektepleri” kuruculara arasında yer almıştu'. Halit Şazi Bey Dişçi Mektebi Muallimler Meclisi başkanlığını yürütmüştür. Dişçi mektebinin kurucusu olan Mehmet Halit Şazi Bey, ölümüne kadar da (1921) burada profesör olarak çalışmıştır (http://www.istanbul.edu.tr/dishekimligi/tarihce.himl; Badas, 1963:8-10).
1921 yılında ölen Halit Şazi Bey’in eşi Tıbbiyeyi Şahane Ders Nazın ve Hıfzısıhha Müderrisi Mahmut Hakkı (Vanioğlu) Paşa'nın kızı Vecihe Hanım’dır. Çocuklara sırasıyla: Şaziye, Matemi, Nurettin ve Şadiye'dir. Profesör Mehmet Halil Şazi Kösemihal’in mezarı E^tip Sultan aile kabrisianlığındadır.
Yfd, Doç. Dr, Sakarya ÜnivcrsUesi Sosyoloji Bölümü
Nurettin Şazi Kösemihal, ilköğrenimini Kadıköy'deki SaintJoseph Kolciindj sek öğrenimini Bahriye Mektebinde yaptığı, 1930’da İstanbul Üniversiiı-sj^j ^ ğı belirtilmektedir. Bu kapsamda üniversiteden daha
Üniversitede iken Naim Baban, Mehmet İzzet, İsmayıl Hakkı Ballacıoğle ,\|
Tunç, Bonafous ve Dumezil’ den dersler görmüştür. Nurettin Şazi Kösemilm . bölümünden mezun olduktan sonra sırası ile aşağıdaki görevlerde bulunmımuj
22 Ekim 1931-29 Mart 1933- İstanbul Erkek Lisesi felsefe stajyerliği.
30 Mart 1933-29 Ağustos 1933- İstanbul Erkek Lisesi felsefe öğretmenliği 21 Eylül 1933-01 Ekim 1935- Erzurum Erkek Lisesi felsefe öğretmenliği,
10 Ekim 1935-08 Haziran 1945- Ankara Gazi Lisesi felsefe öğretmenliği,
09 Haziran 1945-30 Haziran 1962- İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakûliesi^, ji Doçenti.
01 Temmuz 1962- 16 Mayıs 1972- İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ji Profesörü.
Profesör Nurettin Şazi Kösemihal, 15 Temmuz 1937 tarihinde. 1946 ile arasında Gümüşhane milletvekili olan Kaymakam Kemal Vannea ve Asiye lenun’j, zı olan Bedia Leman Hanımla evlenmiştir. Bedia Leman Hanım Emekli Sandıgiij^ Müdürlüğü kayıtlarında 08.02.1915 Bayburt da doğmuştur (bu tarih Sağ ve doğum tarihi 1917 yeri İstanbul olarak görülmektedir) eğitimini Fransız okülımiı, marnlamış ve 1938 yılında Ankara Musikî Muallim Mektebinden mezun olmuştuı.ijii, viyolonist olan Bedia Kösemihal'in dergilerde yayımlanmış bir çok telif ve tcmııt'^ kâyeleri de vardır (Barlas, 1963:10-11).
Kösemihal 14 Nisan 1945 tarihinde Edebiyat Fakültesinin sosyoloji ve ahlakkis sü için açılan doçentlik kadrosuna, "Durkheim Sosyolojisi Üzerine KritikBiıDesa' adlı “habilitation” tezi ile atanarak 1945’ de Edebiyat Fakültesi Sosyoloji kütsiisttfc çent olmuştur. Bu komitede, Profesör Von Aster Peters, Şekip Tunç, Hilmi Zitıöj bulunmaktadır.
Profesör Nurettin Şazi Kösemihal, 1950-1951 yılları arasında Sorbonne Ctıives;-ne giderek Gurvitch’le beraber çalışmıştu-. Bu çalışmanın bir ürünü olarak Gmt.‘ sosyolojiye yaklaşımına yönelik bir çok eseri Türk sosyoloji literatürüne kazaııte Nurettin Şazi Kösemihal’ in bir çok uluslar arası toplantıya katıldığı görakektsiî 7. yılında «İnstitut International de Sociologie- nin düzenlediği XV, Milletler to te Kongresinin genel sekreterliğini yapmış ve “La Naisance et U Evalutiondelate on Turque" adlı bildiri ile bu kongrenin bilimsel çahşmalanna katılmıştır. 195ıiie
Sodologues" ve “L‘ Ecole De Le Play Et Son Influence En Turqui" adlı üe bildiri ile IcUilnııŞtır. 1956 yılında, -Assocıation International de Sociologie- nin Amsierdam' tla iK\-zenlediğ' III. Milletler Arası Sosyoloji Kongresine ve 1957' de »İnsiıtut International de So-ciologiC' nin Beyrut’ ta toplanan XVII. kongresine de “L Assimılation De La Civilia/aııion Occidental De Sosyologie” ve “La Sociologie De La Tccnique" adlı iki bildin ile; 1958' de /^manya’da Nümberg’ te toplanan XVH1. Milletler Arası Sosyoloji Kongresine “Cylx*me-tics, Sociometry ve Microsociology" adlı bir bildiri ile katılmıştır. Profesör Nuıvttin Jiazi )(ösemihal, 15 Ağustos 1958 yılından 30 Eylül 1959 yılına kadar Fulbriglu adına •Visiting professor* olarak North Carolina Üniversitesinde, aynı unvan ile Handan! Üniversitesinde onüç buçuk ay kadar öğretim üyeliği yapmıştır. 1963 yılında Arjantin' de düzenlenen sosyoloji toplantısına, 1963 yılmda Milano’ da düzenlenen Uluslararası Zümre Psikoterapi kongresine katılmıştır. 1967 yılında Türkiye- İran Dostluk ve Kültür Derneği tarafından İran’a davet edilmiştir. 1966 yılında Frankfurt’ta, “Gelişmekle Olan Memleketlerin Siyasi ve İktisadi Bakımdan Modem Bir Cemiyete İntikali” kolokyumuna katılmıştır.
Amerika'da iken Moreno’nun Sosyometri Akademisinde (New-York, Beacon) bir ay kadar kalarak psikodrama ve sosyodramanın tatbik şekillerim inceleyen Nurettin Şazi Kösemihal’i aynı akademi araştırma ve inceleme yazılarıyla sosyometriye olan hizmetlerinden ötürü -honorary degree* ile mükâfatlandırmaya karar vermiştir, Sosyometri alanında Türkçe’ye çevirdiği önemli eserler mevcuttur (Barlas, 1963:13).
Tıpkı babası Halit Bey gibi. Nurettin Şazi Kösemihal’ in ilim adamlığı yanında bir de sanatçı tarafı vardır. 1920 yılında kemana başlamıştır İlk dersini Mahmul Ragıp Köse-mihal’den alrmş, daha sonra Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi, istiklâl Marşının besiekâ-n viyolonist Zeki Ün’ den ders görmüştür. 1922 ile 1935 yıllan arasında da ünlü Macar kemancısı Kari Berger ile çalışmıştır. Birçok konser veren Profesör Nurettin Şazi Köse-tnihal, ilk konserini İstanbul Türk Ocağında 1933 yılında vermiştir. En son İki konserinden birini Türkiye’de, diğerini de Amerika’da üniversitede bulunduğu sırada eşiyle vermiştir. İdil Biret’i Türk müziğine kazandıran yine Kösemihal olmuştur.
Kösemihal bilimsel çalışımlar için bulunduğu Cenevre'de Hotel Royal de kalbinden rahatsızlanmış, Hospital Cantonal’e kaldu’ilmış ve 16 Mayıs 1972 tarihinde aynı hastanede ölmüştür.
KösemihaJ’İn Sosyoloji ve Toplum Anlayışı
Kösemihal’in sosyoloji ve toplum hakkmdaki görüşlerini ortaya koyarken bizim için en önemli hareket noktası Kö.semihal’in "Sosyal Realitenin Analizi” adlı çalışması olmuştur 0953). Bu çalışma aynı zamanda Sosyoloji Tarihi adlı eserinin birinci kısmım oluşturmaktadır. Çalışmasına doğayı sınıflandırarak başlayan Kösemihal, doğanın iki farkb görüşe göre incelenebileceğini, bu görüşler kapsamında doğayı soyut (abstariı olarak kullanılmış) olaylar bakımından ele alırsak madde clünyavSi olarak, biyolojik; psikolojik ve sosyolojik dünya diye dört gruba; aynı şekilde doğayı somut (som. coneret olarak ifade edilmektedir) varlıkları bakımından ele alırsak ise; taş, toprak v.s. gibi cansız varlıklar, bitkiler, hayvanlar, insanlar ve toplumlar diye beş gruba ayırabileceğimizi be-
lirtmekteclir. Kösemiharin ortaya koyduğu bu aynm ideal tipsel bir ayruj^ tabiatta madde dünyası dışında sadece biyolojik dünya, sadece psiko)o,i||' sadece sosyolojik dünya diye bir şey yoktur. Kösemihal’e göre İkinci tip ^ *
rincisinin tersine olarak adından da anlaşılacağı üzere realiteye Cconcret) varlıklarına uygun düşmektedir.
Burada sosyoloji ve psikoloji, fizik, kimya ve biyoloji gibi ^'üğaybıig^ bilimler olarak ifade edilmektedir. Ancak her bilimin tabiat olaylan içinde|j olanlan ayırırken belirlediği kriterler değerlendirildiğinde ise doğanın yukarj*' ve somut görüşe dayalı sınıflamalarından soyut görüşe dayalı sınıflamasının edilebilir olduğu ifade edilmiştir. Gerçekten bu temel ilimlerden biri, dne arapsaçı gibi karışmış olaylar arasından kendine hâs olanlannı birtakım le diğerlerinden ayırır. Meselâ fiziğin konusunu teşkil eden maddenin yer tutmak anlamına gelen uzamdır. Biyolojinin konusunu teşkil eden besin v*. • psikolojik olaylarmki bilinç; sosyal olaylarınki de sosyal bilinç veya kolektif bji,.' rak ifade edilmektedir.
Kösemihal so,syal realitenin özelliklerini dışsallık ve baskı olarak belirten ve, lojinin konusunu sınırlandıran Durkheim başta olmak üzere hemen‘hemen büijjj yologlann yalın (abstrait) görüşe dayandıklarmı ancak beri taraftan gene aynı scj,, lardan pek çoğunun farkına varmadan somut görüşe kaydıklanm beliıtmektediı J.. sebebi ise yalm görüşün sosyal realitenin sınınm son derece daraltması, sosyoloji;,, nmı sadece kolektif bilinçten; başka bir deyimle ekonomi, teknik, örf ve âdeı^y,^ ahlâk, din, dil bilgi, terbiye, sanat v.s. gibi türlü değerlerden ve bunların madde),,, sımış sembollerinden ibaret sayması olarak belirtmektedir. Kösemihal'e göte bu djj 1er alanı somut olarak ele alman toplumun çeşitli katlanndan sadece biıidiı. Bııolu,. nında toplumun birçok katlan vardır. Sosyal realite bütünüyle kavranmak isıetiEe,.. sosyolojik görüşten vazgeçerek somut görüşe başvurmak gereklidir.
Bu temel kabul ile Kösemihal’in sosyolojiyi (1953;40), “Sosyoloji aile, köygjf devlet, lonca, sendika v.s, gibi çeşitli insan zümrelerini veya toplumlanaraştınnbiî. dir. Yahut sosyoloji insan toplumlarım ve bu toplumlar içinde meydana gehjç olaylan -zümre veya toplumun bütünlüğünü daima göz önünde bulundurarak-ın^a bir bilimdir.” Şeklinde ifade etmektedir.
Burada temel alınan somut görüşe göre sosyolojinin konusunu zümreleıvejıa. Ilımlar olarak belirlenmiştir. Zümreler ve toplumlann neyi kapsadığı ise oldukpfe-şıktır. Zümreler veya topluklar; a) Toprak, su, hava gibi fizik tabiat olaylanadac; da b) Bitkilere, hayvanlara, c) İnsanlara kadar birçok şeyle ilişki halindedir,5iib' ziksel, biyolojik, psikolojik olaylar toplurn denen bütünün içine girerek onuntesK ru, bir organı haline gelerek kolektif bilinç veya değerler gibi sırf sosyolojikkanSîn olan olaylar kadar sosyolojinin konusu olabilirler.
Kösemihal’de toplumlar veya zümreler belirli bir toprak üzerinde beli le uğruna sıkışık veya seyrek olarak kümelenmiş veya serpilmiş insanlardan ı»te>’ lirler. Başka bir deyimle her toplum veya zümre doğa (çevre) ve insan gibi 3a te dan oluşmaktadır. Burada doğa insanı çevreleyen toprak, su, hava gibi haki ' ki ve hayvanlan içine olan biyolojik çevreyi ifade etmektedir.
a)Toprak, su. b) Toprak altı, c) hava olmak üzere yerleştikleri ifade edilmekte-
İşte bütün bu fiziki doğa olaylan toplumlara olan tesirleri bakımından incelendi mi. denen bütünün veya organizmanın bir unsuaı. bir organı gibi ele alındı mı. sos-^Tjlojinin konusu olur. Yahut da bunun tam tersine olarak bir toplumun çeşitli sosyal delerleri tarafından anJamlandınlan bir dere bir dağ bir taş v.s. aynı şekilde sosyolojinin j-onusu olabilir.arı kovanı Meselâ ilkel kavimlerin dinsel bir araç olarak kullandıklan "Tahta par-ç3İ3n artık fiziğin konusu olmaktan çıkmış sosyolojinin konusu olmuştur. Fiziksel unsurlar loplumlann hayatlarında ve şekillenmelerinde etkili unsur olma özelliği ile lop-l^jffisal anlamda önemsenmiştir. Bu unsurlar toplumsal yapıya etkileri ile sosyolojinin lionusu olarak düşünülmüştür. Benzer şekilde madenlerin ve hava olaylarının toplumsal yapının şekillenmesine, ekonomik yapı İş organiza.syon tarzına olan etkileri ile sosyolojinin konusuna dâhil edilmiştir. Burada Kösemihal, fizik doğa olaylannın fizik, kim-yji, fizikî coğrafya, jeoloji, meteoroloji bilimlerinin konusu olabileceği kadar sosyolojinin de konulan olabileceklerini göstermektedir,
Toplumlar fiziki doğa gibi bitki ve bitki ürünleri ile hayvan ve hayvan ürünlerini ifade eden biyolojik tabiat olaylarıyla da ilişki halindedir, a) farklı coğrafi alanlarda farklı bitki tipleri yetişmektedir. Bölgelerde yetişen çeşitli bitkilerin biçimlerini fizyolojisini aıaştırmak. sınıflamak yapmak botanik'in çeşitli dallarının konusudur. Ama bitkilerin toplulukların yaşama tarzlarına, iş hayatlarına, endüstrilerine tesirleri veya toplumun bunlara verdiği çeşitli değerler bakımından dikkate alındılar mı sosyolojinin konusu olurlar. Mesela steplerin, toplumlan daha ziyade çobanlığa, ormanların da avcılığa veya kök, yemiş loplayıcılığma sürüklemesi gibi. İşte bitkiler ve bitkisel ürünlerin toplumlar üzerine olan bu türlü tesirleri bakımından ele alındı mı sosyolojinin konusu olur. Top-luluklan saran çeşitli deniz ve kara hay\^anlan için de aynı şeyler söylenebilir. Mesela İslâm toplumlannda domuzun yenmemesi zoolojiyi değil sosyolojiyi ilgilendirir,
Üçüncü olarak somut toplum ve insan ilişkisine vurguda buluna Kösemihal insan denen varlığı beden ve bilinçten meydana gelmiş bir bütün olarak görmektedir. İnsan, bedeni bakımından organik tabiatla, şuuru bakımından da psikolojik ve sosyolojik tabiatlarla bilhassa değerlerle ilişki halindedir, ilkin bedenin sonra da şuurun toplumla mümkün olan çeşitli İlişkileri ortaya koymuştur. İnsan denen varlık beden ve bilinçten oluşmaktadır. Bedeni bakımından biyolojik doğayla, bilinci bakımından da psikolojik ve sosyal doğalarla ya da değerlerle ilişki halindedir (Kösemihal, 1967:176).
Somut toplum ve insan ilişkilerinin değerlendirilmesinde üzerinde durulan önemli bir nokta ise bilinç üzerine olmuştur. Burada bilincin iki tür olarak incelendiği görülmektedir. Bunlardan biri bireysel biri de sosyal veya kolektif bilinçtir. Birincisi psikolojinin İkincisi de sosyolojinin konusu olarak ifade edilmekledir. Gerçekten psikolojik bilinç hallerinin kökleri organizmaya bağlıdır. Başka bir deyimle devirden devire toplumdan topluma değişmez, mutlaktır; sonradan da kazanılmış değildir, doğuşla beraber vardır. Bundan farklı olarak sosyal şuur halleri görelidir, başka bir deyimle devirden devire, toplumdan topluma değişir; doğuştan var değildir, sonradan edinilmiştir.arı kovanı sundu.

tesettür fiyatları

tesettür modelleri

tesettür giyim

abiye

tesettür

tesettür elbise

armine

tesettür tunik

tesettür abiye

replika

replika telefon

replika telefonlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder